"Bu Senin Değil": Ankara Aileleri İçin Çocuklarda Çalma Davranışı Rehberi

Ankara'daki aileler için çocuklarda çalma davranışı rehberi. Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ, çocuğunuzun neden bir şeyler çaldığını, bu davranışın altındaki duygusal ihtiyaçları ve ailelerin nasıl yaklaşması gerektiğini anlatıyor.

Okuldan eve geldiğinde çocuğunuzun çantasında ona ait olmayan bir kalem, marketten döndüğünüzde cebinde izinsiz alınmış bir çikolata... Çocuğunuzun başka birine ait bir şeyi aldığını fark etmek, ebeveynler için en utandırıcı, endişelendirici ve kafa karıştırıcı anlardan biridir. Aklınızdan hemen "Benim çocuğum bir hırsız mı oluyor?" gibi korkutucu sorular geçer. Ancak, özellikle küçük yaşlarda görülen bu davranış, nadiren kötü niyet veya ahlaki bir bozukluktan kaynaklanır.

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ, çalma davranışının, çocuğun kelimelerle ifade edemediği bir ihtiyacın, bir yoksunluğun veya duygusal bir sıkıntının dışavurumu olabileceğini belirtiyor. Önemli olanın, panikle cezalandırıcı bir tutum sergilemek yerine, sakin kalarak bu davranışın ardındaki mesajı anlamaya çalışmak ve çocuğa sorumluluk ile empatiyi öğretmek olduğunu vurguluyor.

Bölüm 1: Davranışın Ardındaki Mesaj: Çocuklar Neden Çalar?

Bir çocuğun başkasına ait bir şeyi almasının altında, yaşına ve durumuna göre değişen pek çok farklı neden yatabilir.

2-5 Yaş (Okul Öncesi): "Benim" ve "Senin" Karmaşası Bu dönemdeki bir çocuk için "sahiplik" kavramı henüz tam olarak oturmamıştır. Gördüğü ve beğendiği bir şeyi, anlık bir dürtüyle, sonuçlarını düşünmeden alır. Onun için bu davranış, "çalmak" değil, sadece "istemek ve almaktır". Henüz empati becerisi ve dürtü kontrolü gelişmemiştir. Bu nedenle bu yaş grubundaki bir davranış, ahlaki bir sorun olarak değerlendirilmemelidir.

6-11 Yaş (Okul Çağı): Duygusal Boşluklar ve Dürtüler Bu yaşta çocuklar artık çalmanın yanlış olduğunu bilirler. Davranışın ardında daha karmaşık nedenler olabilir:

Dürtü Kontrol Sorunları: O an çok istediği bir şeye karşı koyamaz ve kendini durduramaz.

Sevgi ve İlgi İhtiyacı: Aile içinde kendini ihmal edilmiş veya sevilmemiş hisseden bir çocuk, bu duygusal boşluğu nesnelerle doldurmaya çalışabilir. Çalınan nesne, eksik olan sevginin bir sembolü haline gelebilir. Bazen de bu davranış, ebeveynlerinin dikkatini çekmek için bir yardım çığlığıdır.

Güç ve Statü Kazanma: Arkadaşları arasında popüler olmak, onlara bir şeyler dağıtarak statü kazanmak veya sahip olamadığı bir şeyi alarak kendini daha güçlü hissetmek isteyebilir.

Kıskançlık ve Rekabet: Bir arkadaşının veya kardeşinin sahip olduğu bir şeyi kıskandığı için o nesneyi alabilir.

12-18 Yaş (Ergenlik): Sınırları Test Etme ve Daha Derin Sorunlar Ergenlikte çalma davranışı daha ciddi ele alınmalıdır.

Heyecan Arayışı ve İsyan: Kurallara ve otoriteye karşı gelmenin, sınırları test etmenin bir yolu olabilir.

Akran Grubu Etkisi: Ait olduğu arkadaş grubunda bu davranış normal kabul ediliyorsa, gruba uyum sağlamak için çalabilir.

Altta Yatan Psikolojik Sorunlar: Bu davranış, depresyon, kaygı bozukluğu veya davranış bozukluğu gibi daha derin ruhsal sorunların bir belirtisi olabilir.

Bölüm 2: Kriz Anını Yönetme: Çocuğumun Bir Şey Çaldığını Öğrendim, Ne Yapmalıyım?

Bu durumu öğrendiğinizde vereceğiniz ilk tepki, sorunun çözümünde kilit rol oynar.

1. Sakin Kalın ve Yalnız Konuşun: Öfke, bağırma ve utandırma, çocuğun savunmaya geçmesine ve sizden uzaklaşmasına neden olur. Onu asla başkalarının (kardeşleri, diğer ebeveyn vb.) önünde sorgulamayın. Sakin bir anınızda, baş başa konuşun.

2. "Hırsız" Diye Etiketlemeyin: Bu kelime, çocuğun benlik saygısında derin bir yara açar ve kendini o etiketle özdeşleştirmesine neden olabilir. Davranışın yanlış olduğunu vurgulayın, çocuğun kendisinin değil.

3. Amacınız Anlamak Olsun: "Neden çaldın?" gibi doğrudan bir soru yerine, "Bu kalemin sana ait olmadığını biliyorum. Bunun hakkında konuşalım istiyorum. Belki de bu kaleme çok ihtiyacın vardı ya da başka bir sebebi var" gibi bir yaklaşımla sohbeti başlatın.

4. Mutlaka Telafi Etmesini Sağlayın: Çalma davranışının en önemli öğrenme fırsatı, sorumluluk almaktır. Çocuğun, aldığı şeyi sahibine geri vermesi ve özür dilemesi gerekir. Bu süreçte onunla birlikte gidin ama özrü onun dilemesine ve nesneyi onun iade etmesine izin verin. Bu, utandırıcı olabilir ama davranışının sonucunu görmesi için gereklidir. Asla onun yerine siz ödeme yapmayın veya özür dilemeyin.

5. Güveni Yeniden İnşa Edin: Ona olan sevginizin ve güveninizin sarsıldığını ama doğruyu söylediğinde ve hatasını telafi ettiğinde bu güveni yeniden kazanabileceğini anlatın.

Eğer çalma davranışı tekrarlayıcı bir hal almışsa, yalan söyleme, saldırganlık gibi başka davranış sorunları da eşlik ediyorsa ve çocuğun sosyal ilişkilerini olumsuz etkiliyorsa, bu durum profesyonel yardım gerektiren bir sorunun işareti olabilir. Ankara'da bu konuda uzman bir Ankara çocuk psikiyatrisi hekimine başvurmak, davranışın kökenindeki duygusal ihtiyacı anlamak ve doğru bir müdahale planı oluşturmak için en sağlıklı yoldur. Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ, bu tür davranış sorunlarının değerlendirilmesi ve tedavisi konusunda size ve çocuğunuza rehberlik edecektir.

Bu metni yararlı buldunuz mu?

Büşra OLCAY ÖZ

Büşra OLCAY ÖZ

Doç. Dr.

Bu Konuda Uzman Doktorlar

Toplumun sağlıklı gelişiminin temel taşlarından biri, çocuk ve gençlerin ruhsal iyilik halidir. Bu alanda görev yapan uzmanların bilgi birikimi ve deneyimi, psikiyatrik destek süreçlerinin kalitesini doğrudan etkiler. Çocuk ve ergen psikiyatrisi alanında 2012 yılından bu yana aktif olarak çalışan Doç. Dr. Büşra Olcay Öz, Nisan 2024’te doçentlik unvanını kazanarak akademik kariyerinde önemli bir aşamaya ulaşmıştır. Uzun yıllara dayanan deneyimi ve alanına dair derinlemesine uzmanlığıyla, 2024 itibarıyla Ankara’da çocuk ve ergenlere yönelik bireyselleştirilmiş psikiyatrik hizmetler sunmaya devam etmektedir.

Detaylı Profil
Önemli Uyarı

Sağlık kütüphanemizde yer alan içerikler, yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımakta olup, hazırlandıkları tarihteki bilimsel verilere dayanmaktadır. Kişisel sağlık durumunuzla ilgili her türlü soru, teşhis ya da tedavi ihtiyacınız için mutlaka bir hekimle ya da yetkili bir sağlık kuruluşuyla görüşmeniz önerilir.