Birçok aile “Çocuğum yabancılarla konuşmakta zorlanıyor.” ya da “Okulda sunum yapamıyor, herkesin önünde susuyor.” diyerek endişelenir.
Bu davranışlar çoğu zaman utangaçlık gibi görülse de, bazı durumlarda sosyal kaygı bozukluğu (sosyal anksiyete bozukluğu) işaretidir.
Ankara gibi büyük ve rekabetçi şehirlerde, çocukların akademik ve sosyal ortamlarda yaşadığı stres, sosyal kaygıyı artırabilir.
Bu yazıda, çocuk ve ergenlerde sosyal kaygının belirtileri, nedenleri, tedavi yolları ve Ankara’da çocuk psikiyatrisi desteğinin önemi ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
🔹 Sosyal Kaygı Bozukluğu Nedir?
Sosyal kaygı bozukluğu, bireyin sosyal ortamlarda yargılanma, eleştirilme, küçük düşürülme korkusu yaşamasıyla ortaya çıkan bir anksiyete bozukluğudur.
Çocuk bu durumlarda yoğun kaygı hisseder; kalp çarpıntısı, terleme, kızarma, donakalma veya kaçınma davranışları gösterebilir.
🔍 Sosyal Kaygı ve Utangaçlık Arasındaki Fark
Özellik | Utangaçlık | Sosyal Kaygı Bozukluğu |
---|---|---|
Şiddet | Hafif çekingenlik | Yoğun korku ve kaçınma |
Günlük işlev | Etkilenmez | Akademik ve sosyal yaşamı bozar |
Süre | Geçici | En az 6 aydır devam eder |
Fiziksel belirtiler | Nadiren | Sık görülür (terleme, titreme vb.) |
🔹 Çocuklarda Sosyal Kaygı Belirtileri
Ankara’da çocuk psikiyatri polikliniklerine başvuran birçok ebeveyn, çocuklarının “toplum içinde donakalma” ya da “sınıfta konuşamama” gibi davranışlarından yakınır.
👧 Duygusal Belirtiler
Sosyal ortamlarda yoğun korku
Utanma ve eleştirilme endişesi
Göz teması kuramama
Kalabalıkta konuşma isteksizliği
🧍♀️ Davranışsal Belirtiler
Katılım gerektiren etkinliklerden kaçınma
Okulda sunum yapmama, söz istememe
Arkadaş edinmede zorluk
Yabancılarla konuşmaktan kaçınma
❤️ Fiziksel Belirtiler
Kalp çarpıntısı
Terleme, kızarma
Karın ağrısı, mide bulantısı
Titreme, donakalma hissi
🔹 Ergenlerde Sosyal Kaygı Belirtileri
Ergenlik dönemi, sosyal etkileşimlerin en yoğun yaşandığı dönemdir. Bu dönemdeki sosyal kaygı, özgüven gelişimini ve kimlik oluşumunu olumsuz etkileyebilir.
🔹 Ergenlerde Görülen Belirtiler:
Sosyal medyada sürekli kendini kıyaslama
Grup içinde konuşmaktan kaçınma
Yeni ortamlara girmek istememe
“Herkes bana bakıyor.” düşüncesi
Akademik performansta düşüş
İçe kapanma, yalnız kalma isteği
🔹 Sosyal Kaygının Nedenleri
Sosyal kaygı tek bir sebepten kaynaklanmaz; biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin birleşimi sonucu ortaya çıkar.
🧬 1. Biyolojik Faktörler
Beyindeki serotonin ve dopamin dengesizlikleri
Genetik yatkınlık (ailede kaygı öyküsü)
Mizaç olarak çekingen kişilik
💭 2. Psikolojik Faktörler
Düşük özgüven
Olumsuz düşünce kalıpları (“rezil olacağım”, “bana gülecekler”)
Geçmişte yaşanan küçük düşürücü olaylar
🏫 3. Çevresel Faktörler
Aile içinde aşırı eleştirel tutum
Baskıcı veya korumacı ebeveynlik
Akademik baskı, sınav kaygısı
Sosyal medya ve mükemmeliyetçilik baskısı
📍 Ankara gibi büyük şehirlerde, çocuklar sıklıkla başarı odaklı büyür. Bu da kaygıyı artıran bir çevresel faktördür.
🔹 Sosyal Kaygı Bozukluğunun Sonuçları
Tedavi edilmediğinde sosyal kaygı, çocuğun yaşamının birçok alanını olumsuz etkiler.
⚠️ Olası Sonuçlar:
Okul başarısında düşüş
Arkadaş ilişkilerinde zayıflama
Yalnızlık ve izolasyon
Özgüven eksikliği
İleri yaşta depresyon veya panik bozukluğu gelişme riski
🔹 Ankara Çocuk Psikiyatrisi Perspektifinden Sosyal Kaygı
Ankara’da çocuk ve ergen psikiyatristleri, sosyal kaygıyı sadece “çekingenlik” olarak değil, tedavi edilmesi gereken bir anksiyete bozukluğu olarak ele alır.
Erken tanı, çocuğun özgüvenini yeniden inşa etmesi için çok önemlidir.
🩺 Neden Profesyonel Destek Gerekir?
Kaygı zamanla alışkanlığa dönüşür.
Çocuk sosyal becerilerini geliştiremez.
Erken müdahale ile kalıcı çözümler sağlanabilir.
🔹 Sosyal Kaygı Tedavi Yöntemleri
Sosyal kaygı bozukluğu, tedavi edilebilir bir durumdur. Tedavi kişiye özel planlanır.
1. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
Ankara’da en sık uygulanan terapi türüdür.
Amaç, çocuğun “yargılanacağım”, “rezil olacağım” gibi olumsuz düşüncelerini fark etmesi ve değiştirmesidir.
2. Maruz Bırakma (Exposure) Terapisi
Çocuğun korktuğu sosyal durumlara adım adım maruz bırakılması sağlanır.
Örneğin, önce öğretmeniyle konuşmak → sonra sınıfta kısa bir konuşma yapmak gibi.
3. Aile Terapisi
Ebeveynlerin çocuğu eleştirmeden desteklemesi, kaygının azalmasında büyük rol oynar.
Aileye, çocuğun kaygısını artıran tutumları fark etme becerisi kazandırılır.
4. İlaç Tedavisi
Orta ve şiddetli vakalarda, çocuk psikiyatristi kontrolünde ilaç tedavisi uygulanabilir.
Serotonin düzenleyici ilaçlar (SSRI) güvenli dozlarda kullanılır.
5. Destekleyici Yöntemler
Nefes egzersizleri
Meditasyon ve gevşeme teknikleri
Sosyal beceri eğitimi
Hobi edinme (müzik, resim, spor vb.)
🔹 Ailelere Öneriler
Sosyal kaygı yaşayan bir çocuk için ailenin yaklaşımı belirleyicidir.
💬 Doğru Tutumlar:
Onu zorlamadan destekleyin.
Küçük başarılarını takdir edin.
“Neden konuşmadın?” yerine “Ne hissettin?” diye sorun.
Sosyal ortamlara yavaş yavaş alıştırın.
Gerektiğinde Ankara çocuk psikiyatristinden randevu alın.
🔹 Ankara’da Sosyal Kaygı İçin Uzman Desteği
Ankara’da birçok özel merkezde ve üniversite hastanesinde çocuk ve ergen psikiyatristleri sosyal kaygı tedavisi sunmaktadır.
👩⚕️ Doç. Dr. Büşra Olcay Öz, Ankara’da sosyal kaygı, depresyon ve anksiyete bozuklukları üzerine uzmanlaşmış bir çocuk ve ergen psikiyatristidir.
Tedavide bilişsel davranışçı terapi, aile katılımı ve bireysel psikoeğitim yöntemlerini bütüncül şekilde kullanır.
📍 Randevu Öncesi Aileye Öneriler:
Çocuğun yaşadığı kaygı durumlarını not alın.
Okuldan gözlemleri isteyin.
Tedaviye düzenli devam edin.
Süreci aceleye getirmeyin; değişim zaman alır.
🔹 Sosyal Kaygı ve Okul Yaşamı
Sosyal kaygı yaşayan çocuklar çoğunlukla:
Sunum yapmaktan kaçınır
Grup çalışmalarına katılmaz
Öğretmenle göz teması kuramaz
Okulda fark edilen bu belirtiler, erken tanı için önemli bir fırsattır.
Öğretmen, okul psikolojik danışmanı ve aile, çocuk psikiyatristiyle iş birliği içinde olmalıdır.
🔹 Sosyal Kaygıdan Korunma Yolları
Sosyal kaygıyı tamamen önlemek mümkün olmasa da, koruyucu ruh sağlığı önlemleriyle risk azaltılabilir.
🌱 Koruyucu Yöntemler:
Aile içinde açık iletişim
Çocuğun duygularını ifade etmesine izin vermek
Aşırı korumacı davranışlardan kaçınmak
Sosyal becerileri destekleyen etkinliklere katılmak
Erken yaşta özgüven geliştiren eğitimler
🔹 Sosyal Medya ve Sosyal Kaygı
Sosyal medya, özellikle ergenlerde kıyaslama ve onay arayışı duygusunu artırır.
Bu durum, “yetersizlik hissi” ve “başkaları ne düşünür” korkusunu besleyebilir.
Ebeveynler:
Ekran süresini sınırlamalı,
Gerçek yaşam iletişimini desteklemeli,
Sosyal medya kullanımını birlikte değerlendirmelidir.
🔹 Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Tedavi edilmeyen sosyal kaygı:
Akademik başarıyı düşürür,
Sosyal izolasyon yaratır,
Yetişkinlikte depresyon, panik bozukluğu veya bağımlılıklara yol açabilir.
Erken tanı ve doğru tedavi ile çocuk, sağlıklı özgüven ve sosyal beceriler kazanabilir.
🔹 Sık Sorulan Sorular
❓ Sosyal kaygı kendi kendine geçer mi?
Hayır. Müdahale edilmezse kalıcı hale gelir ve sosyal ilişkileri bozabilir.
❓ Sosyal kaygı ilaçsız tedavi edilebilir mi?
Evet, hafif ve orta düzeyde vakalarda bilişsel davranışçı terapi oldukça etkilidir.
❓ Sosyal kaygı hangi yaşta başlar?
Genellikle 8–13 yaş arasında başlar ve ergenlikte belirginleşir.
❓ Ne zaman doktora gitmeliyim?
Kaygı çocuğun okul, arkadaş veya aile ilişkilerini bozuyorsa mutlaka bir çocuk psikiyatristine başvurulmalıdır.
🔹 Sosyal Kaygı Aşılabilir Bir Engeldir
Sosyal kaygı, erken tanı ve doğru destekle tamamen yönetilebilir bir durumdur.
Ankara’da uzman bir çocuk ve ergen psikiyatristi eşliğinde yapılan terapi, çocuğun özgüvenini yeniden kazanmasına, sosyal yaşamda aktif hale gelmesine yardımcı olur.