Çocuğunuzun içinde fikirler, hayaller, espriler ve duygularla dolu bir hazine sandığı olduğunu biliyorsunuz. Ama sanki o sandığın kilidi sıkışmış, anahtarı kaybolmuş gibi mi hissediyorsunuz? İsteklerini ağlayarak veya öfkelenerek anlatmaya çalışıyor, okulda bildiği soruya parmak kaldıramıyor veya en basit "Nasılsın?" sorusuna bile cevap vermekte zorlanıyorsa, bu "kilitli sandık" hissini yaşayan tek ebeveyn siz değilsiniz.
Çocuğun kendini ifade etme zorluğu, basit bir "çekingenlikten" çok daha fazlası olabilir. Bu, onun iç dünyası ile dış dünya arasına örülmüş görünmez bir duvar gibidir. Görevimiz bu duvarı zorla yıkmak değil, o duvarın tuğlalarını neyin ördüğünü anlamak ve çocuğumuza kendi kapısını aralayacak anahtarları sunmaktır.
Kilidin Arkasında Ne Olabilir? Olası Nedenler
Her çocuğun kendini ifade edememesinin ardında farklı bir hikaye yatar. Bu hikayeyi anlamak, çözümün ilk adımıdır.
Mizaç Faktörü: Bazı çocuklar doğuştan daha gözlemci, daha içe dönük ve "içeride işleyen" bir yapıya sahiptir. Düşüncelerini ve duygularını dışa vurmadan önce daha uzun bir işlem süresine ihtiyaç duyarlar. Bu bir sorun değil, bir kişilik özelliğidir.
Dil ve Konuşma Becerilerindeki Gecikmeler: Bazen sandığın içinde hazineler hazırdır ama onları dışarı çıkaracak kelime dağarcığı veya gramer araçları eksiktir. Çocuk ne söylemek istediğini bilir ama doğru kelimeleri bulamadığı için hayal kırıklığı yaşar ve susmayı tercih edebilir.
Sosyal Kaygı: Kilidi paslandıran en yaygın nedenlerden biridir. Çocuk, "Ya yanlış bir şey söylersem?", "Ya benimle dalga geçerlerse?" gibi endişelerle konuşmaktan çekinebilir. Bu durum özellikle okul gibi performans beklenen ortamlarda kendini daha çok gösterir.
Seçici Mutizm (Selektif Mutizm): Bu, sosyal kaygının daha yoğun bir formudur. Çocuk evde ailesiyle son derece akıcı konuşurken, okul veya yabancı ortamlar gibi belirli sosyal durumlarda konuşma yetisini tamamen yitirir. Bu bir inatçılık değil, kaygıya bağlı bir donakalma tepkisidir.
Olumsuz Deneyimler: Daha önce düşüncelerini ifade ettiğinde eleştirilmiş, aşağılanmış veya sürekli sözü kesilmiş bir çocuk, zamanla "susmanın daha güvenli olduğu" sonucuna varabilir.
"Sabırlı Bir Anahtar Ustası" Olmak: Evde Atabileceğiniz Destekleyici Adımlar
Çocuğunuzun kilitli sandığını zorla açmaya çalışmak, kilidin daha da bozulmasına neden olur. Bunun yerine, onun kendi anahtarını bulmasına yardımcı olan "sabırlı bir anahtar ustası" olabilirsiniz.
"Sessizlik İçin Alan Açın." Ona sürekli "Hadi anlat," "Neden konuşmuyorsun?" gibi sorular sormak, üzerindeki baskıyı artırır. Bazen en iyi iletişim, birlikte sessizce bir aktivite yaparken kurulur. Arabada giderken, resim yaparken veya legolarla oynarken, baskı olmadan kurulan sohbetler kendiliğinden akmaya başlayabilir.
"Duygu Kelimeleri Hediye Edin." Bir çocuk, adını koyamadığı bir duyguyu ifade edemez. Evde duygular hakkında konuşarak ona bir "duygu sözlüğü" hediye edin. "Bugün iş yerinde çok yoruldum ve biraz bunaldım," "Bu filmi izlemek beni gerçekten heyecanlandırdı." Kendi duygularınızı isimlendirmeniz, onun da kendi duygularını tanımasına yardımcı olur.
Soru Sormak Yerine Yorum Yapın. Çocuğunuz bir şeyle meşgulken onu soru yağmuruna tutmak yerine, sadece ne yaptığını gözlemleyip yorum yapın (Paralel Konuşma).
Soru: "Ne çiziyorsun? O bir araba mı?"
Yorum: "Kırmızı bir boya kalemi kullanıyorsun. Sayfada ne kadar hızlı hareket ediyor." Bu, onu bir cevap vermeye zorlamaz ama istersen sohbete katılabilirsin mesajı verir.
Alternatif İfade Kanalları Açın. İfade etmenin tek yolu konuşmak değildir. Resim, müzik, dans, hamurla oynamak veya kuklalar... Bunların hepsi, kelimelerin yetmediği yerde duyguların ve düşüncelerin dışa vurulabileceği harika kanallardır.
Fikirlerine Değer Verin. Nadir de olsa bir fikrini veya düşüncesini paylaştığında, bu anı kutsal sayın. Onu can kulağıyla dinleyin, sözünü kesmeyin ve fikrine değer verdiğinizi gösterin. "Bu çok ilginç bir düşünce, daha önce hiç böyle bakmamıştım" gibi bir cümle, bir sonraki sefer konuşması için ona cesaret verecektir.
Ne Zaman Profesyonel Yardım Gerekir?
Eğer çocuğunuzun kendini ifade etme zorluğu;
Okuldaki akademik başarısını veya arkadaşlık ilişkilerini ciddi şekilde etkiliyorsa,
Sık sık yoğun öfke nöbetlerine veya ağlama krizlerine yol açıyorsa,
Gelişiminin diğer alanlarında da bir gecikme gözlemliyorsanız,
Özellikle "Seçici Mutizm"den şüpheleniyorsanız (belirli ortamlarda hiç konuşmuyorsa), bir uzmandan destek alma zamanı gelmiştir.
Kendini ifade etme zorluğunun altında yatan nedenleri anlamak, uzmanlık gerektiren bir süreçtir. Ankara’da Doç. Dr. Büşra Olcay Öz gibi bir çocuk ve ergen psikiyatristi, kapsamlı bir değerlendirme ile "kilitli sandığın" arkasındaki gerçek nedeni belirleyebilir ve ailenize, çocuğunuzun kendi hazinelerine ulaşmasını sağlayacak doğru anahtarları (oyun terapisi, konuşma terapisi yönlendirmesi, Bilişsel Davranışçı Terapi vb.) sunabilir.