Çocukların Yaptığı Resimler Nasıl Yorumlanır?

Çocukların çizdiği resimler, onların iç dünyasına açılan bir pencere olsa da, sembolleri bir sözlük gibi yorumlamak yanıltıcıdır. Renkler veya tek bir çizim yerine, zaman içindeki desenlere ve temalara odaklanın. En doğru yöntem, çocuğunuza resmi hakkında "Bana bu resmini anlatır mısın?" gibi açık uçlu sorular sormaktır. Endişe verici temalar sürekli ise bir uzmana danışılmalıdır.

Buzdolabınızın kapağı, muhtemelen dünyanın en kişisel ve en renkli sanat galerisidir. O galerideki her bir eser; çocuğunuzun hayal gücünün, duygularının ve dünyayı nasıl gördüğünün eşsiz bir kaydıdır. Ebeveynler olarak bu "görsel günlüğü" deşifre etmeyi, o çizgilerin ardındaki sırları anlamayı istememiz çok doğaldır.

Ancak bu renkli dünyaya adım atarken, elimizde bir "semboller sözlüğü" ile değil, şefkatli bir merakla ilerlemeliyiz. Çocukların resimleri, anlık ruh hallerini, hayal güçlerini ve gelişim evrelerini yansıtan "duygusal anlık fotoğraflardır," kesin teşhisler veya değişmez kişilik analizleri değil.

 

"Sözlükleri" Unutun: Resim Yorumlamadaki En Büyük 3 Hata

 

İnternette veya arkadaş sohbetlerinde sıkça duyulan "siyah renk depresyondur" veya "eksik çizilen kollar sevgisizliktir" gibi kesin yargılardan uzak durmalıyız.

Tek Bir Resme Anlam Yüklemek: Çocuğunuz dün gece izlediği çizgi filmdeki kötü karakteri çizdiği için "şiddete eğilimli" değildir. O an aklında o vardır. Resim yorumlamada en önemli kural, tek bir resme değil, zaman içindeki desenlere ve tekrar eden temalara odaklanmaktır.

Renkleri Mutlak Yargılarla Yorumlamak: Siyah, asalet veya güç anlamına da gelebilir. Belki de o gün sadece siyah boya kalemi eline daha yakın duruyordu. Renklerin tek başına bir anlamı yoktur. Anlamlı olan, sürekli parlak renkler kullanan bir çocuğun birdenbire ve uzun bir süre sadece koyu renkleri tercih etmesi gibi ani ve kalıcı değişimlerdir.

Sembollere Otomatik Anlamlar Vermek: Büyük çizilmiş bir anne figürü, her zaman "baskın anneyi" temsil etmez; tam tersine, çocuğun gözündeki "güçlü ve koruyucu anneyi" de simgeleyebilir. Unutmayın, her sembolün anlamı, çocuğun kendi hikayesi içinde gizlidir.

 

Bir "Meraklı Gözlemci" Olarak Nelere Dikkat Edebilirsiniz?

 

Amacımız teşhis koymak değil, çocuğumuzun dünyasına dair ipuçları yakalamaktır.

Gelişimsel Evreler: 2-4 yaş arası karalamalar, 4-5 yaş civarı beliren "baş-ayaklı adamlar" (çöp adamın ilk hali) ve ilerleyen yaşlarda eklenen gövde, kol, parmak gibi detaylar, normal motor ve bilişsel gelişimin bir parçasıdır.

Figürlerin Konumu ve Büyüklüğü: Bir aile resmi çizerken kimi önce veya en büyük çizdiği, kendini resmin neresine yerleştirdiği, kime daha yakın durduğu, aile içindeki algılanan önem ve duygusal yakınlık hakkında fikir verebilir.

Resimdeki Vurgu veya Eksiklikler: Sürekli gülen yüzler çizen bir çocuk mu, yoksa sürekli ağlayan, sinirli figürler mi resmediyor? Eller, ayaklar, ağız gibi organları genellikle çiziyor mu? Örneğin, sürekli ağzı olmayan figürler çizen bir çocuğun iletişimde bir zorluk yaşadığı düşünülebilir, ancak bu tek başına bir anlam ifade etmez.

Tekrar Eden Temalar: Resimlerinde sürekli olarak güneş, gökkuşağı gibi neşeli temalar mı var, yoksa tekrar eden fırtınalar, canavarlar, kavga eden insanlar gibi endişe verici temalar mı göze çarpıyor?

 

En Güçlü Araç: Resim Hakkında Konuşmak

 

Çocuğunuzun resmi hakkındaki en doğru bilgiyi, resmin kendisi değil, çocuğunuzun kendisi verir. Resim bir teşhis aracı değil, bir sohbet başlatıcıdır. Yargılamadan ve yönlendirmeden, sadece merakla sorun:

"Bana bu resmini anlatır mısın?" (Bu en sihirli sorudur.)

"Vay canına, burada ne çok şey oluyor! Hikayesi ne bu resmin?"

"Bu çizdiğin kişi ne hissediyor olabilir sence?"

"Bu resmi çizerken en çok hangi bölümü yapmayı sevdin?"

Onun kendi kelimeleriyle anlattığı hikaye, sizin tüm yorumlarınızdan çok daha değerlidir.

 

Ne Zaman Bir Uzmana Danışmalı?

 

Eğer aşağıdaki durumlar bir arada ve sürekli olarak gözlemleniyorsa, bir uzmanın görüşünü almak faydalı olabilir:

Resimlerde sürekli olarak ve yoğun bir şekilde şiddet, tehlike (yangın, kaza), yalnızlık veya üzüntü temaları işleniyorsa.

Bu endişe verici temalar, çocuğun günlük davranışlarına da (saldırganlık, içe kapanma, kaygı artışı) yansıyorsa.

Çocuk kendi çizdiği resimlerden korkuyor veya rahatsız oluyorsa.

Çizimleri gelişimsel olarak sürekli yaşıtlarının gerisinde kalıyorsa.

Unutmayın, projektif testler olarak adlandırılan resim çizme testlerinin yorumlanması, derin bir psikoloji ve gelişim bilgisi gerektiren bir uzmanlık işidir. Ankara’da Doç. Dr. Büşra Olcay Öz gibi çocuk ve ergen psikiyatristleri, resimleri tek başına değil, çocukla yapılan görüşme, aileden alınan öykü ve diğer gözlemlerle bir bütün içinde değerlendirerek, çocuğun iç dünyasına dair anlamlı ipuçları elde ederler.