Sessizliğin Ardındaki Çığlık: Ankara Aileleri İçin Selektif Mutizm (Seçici Konuşmazlık) Rehberi

Ankara'daki aileler için Selektif Mutizm (Seçici Konuşmazlık) rehberi. Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ, okulda konuşmayan çocuğun durumunun utangaçlıktan farkını, nedenlerini ve ailelerin neler yapması gerektiğini anlatıyor.

Evinizde cıvıl cıvıl konuşan, espriler yapan, şarkılar söyleyen çocuğunuz, okulun kapısından girdiği an sanki dilini yutmuş gibi sessizliğe mi bürünüyor? Öğretmeni ondan tek bir kelime bile duyamadığından, arkadaşlarıyla hiç konuşmadığından mı şikayet ediyor? Bu durum, basit bir "utangaçlık" veya "inatçılık" olmayabilir. Bu sessizlik, çocuğunuzun yaşadığı yoğun kaygının bir sonucu olan ve tedavi gerektiren bir durum olan Selektif Mutizm'in (Seçici Konuşmazlık) habercisi olabilir.

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ, Selektif Mutizm'in çocuğun konuşmayı bilinçli olarak reddettiği bir karşı gelme davranışı olmadığını, konuşmasının beklendiği sosyal ortamlarda yaşadığı aşırı kaygı nedeniyle kelimelerin adeta boğazında donup kaldığı bir kaygı bozukluğu olduğunu belirtiyor. Ailenin ve okulun bu durumu "inat" olarak etiketleyip çocuğu konuşmaya zorlamasının, sorunu daha da derinleştireceğini; sabır, anlayış ve profesyonel desteğin ise çocuğun sessizlik duvarını yıkmasındaki en önemli adımlar olduğunu vurguluyor.

Bölüm 1: Utangaçlık mı, Selektif Mutizm mi? Aradaki Keskin Fark

Her utangaç çocuk, Selektif Mutizm tanısı almaz. Ayrımı yapabilmek için davranışın şiddetini ve işlevselliği ne kadar bozduğunu anlamak gerekir.

Utangaç Çocuk: Yeni bir ortama girdiğinde başlangıçta sessiz kalabilir, ısınması zaman alabilir. Ancak bir süre sonra ortama alıştıkça yavaş yavaş açılır, fısıltıyla da olsa cevap verir, iletişim kurar.

Selektif Mutizmi Olan Çocuk: Kendini tamamen güvende hissettiği (genellikle sadece ev ortamı ve birinci derece yakınları) yerler dışında, belirli sosyal ortamlarda (özellikle okul) sürekli ve tutarlı bir şekilde konuşmaz. Bu durum haftalarca, aylarca, hatta yıllarca sürebilir. İhtiyaçlarını (tuvalete gitmek gibi) veya acı çektiğini (canı yandığında) bile sözel olarak ifade edemeyebilir. İletişim kurmak için jest ve mimiklerini kullanabilir veya başını sallayabilir.

Bölüm 2: Sessizlik Duvarının Tuğlaları: Nedenleri Nelerdir?

Selektif Mutizm'in temelinde neredeyse her zaman kaygı yatar. Bu çocuklar genellikle doğuştan gelen kaygılı bir mizaca sahiptir. Altta yatan nedenler şunlar olabilir:

Sosyal Anksiyete: Başkaları tarafından olumsuz değerlendirilme, yanlış bir şey söyleme ve alay edilme korkusu o kadar yoğundur ki, çocuk hiç konuşmayarak bu riskten kaçınmaya çalışır.

Genetik Yatkınlık: Ailede kaygı bozuklukları veya utangaçlık öyküsü olması riski artırır.

Dille İlgili Sorunlar: Konuşma veya dil gelişiminde hafif bir gecikme yaşamış olan çocuklar, konuşmalarının anlaşılmayacağından veya dalga geçileceğinden korkarak sessiz kalmayı tercih edebilirler.

Olumsuz Deneyimler: Travmatik bir olay veya taşınma, okul değiştirme gibi büyük yaşam değişiklikleri de tetikleyici olabilir.

Önemli bir not: Selektif Mutizm, çocuğun konuşulan dili anlamaması veya otizm gibi başka bir iletişim bozukluğundan kaynaklanmaz. Bu çocuklar, konuşma becerisine tamamen sahiptirler.

Bölüm 3: Sessizliği Kırmak: Aile ve Okul İçin Stratejiler

Bu çocuklara yardım etmenin yolu, onları konuşmaya zorlamak değil, kaygılarını azaltarak kendilerini güvende hissetmelerini sağlamaktır. 1. Asla Konuşmaya Zorlamayın ve Baskı Yapmayın: "Konuşsana!", "Neden cevap vermiyorsun?" gibi cümleler veya konuşması için rüşvet teklif etmek, üzerindeki baskıyı artırarak kaygısını tetikler ve durumu daha da kötüleştirir. 2. Durumu Etiketlemeyin ve Onun Adına Konuşmayın: Çocuğun yanında başkalarına "O utangaçtır, konuşmaz" demek, bu etiketi benimsemesine neden olur. Biri ona bir şey sorduğunda, cevap vermesi için ona zaman tanıyın ve hemen onun yerine siz cevap vermeyin. 3. Okulla Tam İş Birliği Yapın: Öğretmeni durum hakkında bilgilendirin. Öğretmenin ondan sözel bir cevap beklemeden, başını sallayarak veya kart göstererek katılabileceği etkinlikler düzenlemesi, üzerindeki performans kaygısını azaltır. 4. Kaygısını Azaltacak Ortamlar Yaratın: Okuldan bir arkadaşını eve davet etmek gibi, kendini güvende hissettiği bir ortamda sosyal becerilerini geliştirmesine yardımcı olun. 5. Sözel Olmayan İletişimini Takdir Edin: Güldüğünde, işaret ettiğinde veya oyuna katıldığında bu çabasını fark edin ve takdir edin. Bu, iletişim kurma isteğini pekiştirir.

Selektif Mutizm, zamanla kendi kendine geçen basit bir utangaçlık değildir. Müdahale edilmediğinde çocuğun akademik başarısını, sosyal gelişimini ve benlik saygısını ciddi şekilde olumsuz etkileyebilir. Eğer çocuğunuzun konuşmama davranışı bir aydan uzun süredir devam ediyor ve sosyal hayatını etkiliyorsa, profesyonel destek almak şarttır. Ankara'da bu konuda uzman bir Ankara çocuk psikiyatrisi hekimine başvurmak, doğru tanı ve tedavi planının oluşturulması için en önemli adımdır. Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ, Selektif Mutizm tedavisinde davranışçı terapi ve oyun terapisi gibi yöntemlerle çocuğunuzun kaygıyla başa çıkmasını ve sessizlik duvarını adım adım yıkmasını sağlayacaktır.

Bu metni yararlı buldunuz mu?

Büşra OLCAY ÖZ

Büşra OLCAY ÖZ

Doç. Dr.

Bu Konuda Uzman Doktorlar

Toplumun sağlıklı gelişiminin temel taşlarından biri, çocuk ve gençlerin ruhsal iyilik halidir. Bu alanda görev yapan uzmanların bilgi birikimi ve deneyimi, psikiyatrik destek süreçlerinin kalitesini doğrudan etkiler. Çocuk ve ergen psikiyatrisi alanında 2012 yılından bu yana aktif olarak çalışan Doç. Dr. Büşra Olcay Öz, Nisan 2024’te doçentlik unvanını kazanarak akademik kariyerinde önemli bir aşamaya ulaşmıştır. Uzun yıllara dayanan deneyimi ve alanına dair derinlemesine uzmanlığıyla, 2024 itibarıyla Ankara’da çocuk ve ergenlere yönelik bireyselleştirilmiş psikiyatrik hizmetler sunmaya devam etmektedir.

Detaylı Profil
Önemli Uyarı

Sağlık kütüphanemizde yer alan içerikler, yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımakta olup, hazırlandıkları tarihteki bilimsel verilere dayanmaktadır. Kişisel sağlık durumunuzla ilgili her türlü soru, teşhis ya da tedavi ihtiyacınız için mutlaka bir hekimle ya da yetkili bir sağlık kuruluşuyla görüşmeniz önerilir.