Sürekli Endişeli Bir Çocuğunuz mu Var? Ankara Aileleri İçin Kaygı Bozukluğu (Anksiyete) Rehberi

Ankara'daki aileler dikkat! Çocuğunuz sürekli endişeli mi? Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ, çocuklarda kaygı bozukluğu (anksiyete) belirtilerini, türlerini ve ailelerin uygulayabileceği pratik yöntemleri anlatıyor.

"Ya anneme okulda bir şey olursa?", "Arkadaşlarım benimle oynamazsa?", "Ya sınavda her şeyi unutursam?"... Her çocuk zaman zaman bu gibi endişeler yaşar. Korku ve kaygı, tehlikelere karşı bizi uyaran ve hayatta kalmamızı sağlayan doğal duygulardır. Ancak bu endişe hali, çocuğun günlük yaşamını, okul başarısını, arkadaşlık ilişkilerini ve aile hayatını olumsuz etkilemeye başladığında, artık normal bir kaygıdan değil, bir "kaygı bozukluğundan" bahsediyor olabiliriz.

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ, kaygı bozukluklarının çocukluk çağında en sık görülen psikiyatrik sorunlardan biri olduğunu ve tedavi edilmediğinde yetişkinlikte daha ciddi problemlere (depresyon, madde kullanımı gibi) zemin hazırlayabildiğini belirtiyor. Ailelerin bu durumu "huysuzluk" veya "şımarıklık" olarak etiketlemeden, altındaki nedenleri anlaması ve doğru desteği sunması, çocuğun gelecekteki ruh sağlığı için kritik bir yatırımdır.

Bölüm 1: Kaygının Farklı Yüzleri: Çocuklarda Görülen Yaygın Anksiyete Türleri

Kaygı bozuklukları, kendini farklı şekillerde gösterebilir. Çocuğunuzun yaşadığı endişenin türünü anlamak, ona daha etkili yardımcı olmanızı sağlar.

Ayrılık Kaygısı Bozukluğu: Bu durumda çocuk, anne-babadan veya evden ayrılmaya karşı aşırı ve gelişimsel düzeyine uygun olmayan bir korku duyar. Zihninde sürekli "Annem olmadan uyuyamam," veya "Ben okuldayken onlara kötü bir şey olursa?" gibi düşünceler döner. Bu kaygı, okula giderken ağlama krizleri geçirme, anne-babasız bir yere gitmeyi veya bir arkadaşında yatıya kalmayı şiddetle reddetme gibi davranışlarla kendini gösterir.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Sosyal kaygısı olan çocuklar, başkaları tarafından olumsuz değerlendirilmekten, alay edilmekten veya küçük düşürülmekten yoğun bir korku duyarlar. İç sesleri onlara sürekli "Ya yanlış bir şey söylersem?", "Herkes bana bakıyor ve benimle dalga geçiyor" der. Bu korku nedeniyle parmak kaldırmaktan, tahtaya çıkmaktan, yeni insanlarla tanışmaktan veya topluluk önünde yemek yemekten kaçınırlar.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Bu bozuklukta endişe tek bir konuya odaklanmaz. Çocuk, okul başarısı, sağlık, ailevi sorunlar, gelecek gibi birçok konuda sürekli, aşırı ve kontrol edilemeyen bir endişe halindedir. Zihni "Ya sınavdan kötü alırsam? Ya hastalanırsak? Ya deprem olursa?" gibi felaket senaryolarıyla doludur. Bu çocuklar genellikle her şeyin en kötüsünü düşünür, sürekli güvence arayışındadır ve rahatlamakta zorlanırlar.

Özgül Fobiler: Burada ise korku, belirli bir nesne veya duruma yöneliktir. Hayvan, böcek, iğne, yükseklik, kapalı alan gibi spesifik bir şeyden aşırı ve mantıksız bir korku duyulur. Örneğin, bir köpek gördüğünde çığlık atarak yolunu değiştiren veya aşı olacağı zaman günlerce süren bir panik yaşayan bir çocukta özgül fobi olabilir.

Bölüm 2: Kaygı Beden Konuştuğunda: Dikkat Edilmesi Gereken Belirtiler

Çocuklar "kaygılıyım" demek yerine bu duyguyu genellikle bedensel ve davranışsal olarak dışa vururlar. Ebeveynlerin bu sessiz sinyallere karşı uyanık olması gerekir.

Fiziksel Belirtiler: Sık sık nedensiz yere ortaya çıkan karın ağrıları, mide bulantıları, baş ağrıları, kalp çarpıntısı, terleme, titreme ve kas gerginliği kaygının bedensel yansımaları olabilir.

Duygusal Belirtiler: Çocuğunuzda sürekli bir huzursuzluk ve gerginlik hali, sık sık ağlama nöbetleri, en küçük olaylara bile sinirlenme, normalden daha fazla korkma ve "kimse beni sevmiyor" gibi düşüncelere kapılma gözlemliyorsanız, altında yatan neden kaygı olabilir.

Davranışsal Belirtiler: Kaygılı çocuklar, korktukları durumlardan (okula gitmek, sosyal ortamlara girmek gibi) kaçınma eğilimindedir. Uykuya dalmakta zorluk, sık sık kabus görme, ebeveynlere sürekli "İyi olacak mıyız?" gibi güvence arayışında sorular sorma ve odaklanma güçlüğü de önemli davranışsal belirtilerdir.

Bölüm 3: Kaygı Canavarını Evcilleştirmek: Ebeveynler İçin Pratik Stratejiler

Amacınız kaygıyı tamamen ortadan kaldırmak değil, çocuğunuza bu duyguyla başa çıkma becerileri kazandırmaktır. Bu süreçte yapmanız ve yapmamanız gerekenler vardır.

Yapılması Gerekenler: Her şeyden önce çocuğunuzun duygularını onaylayın. "Karanlıktan korktuğunu anlıyorum, bu bazen korkutucu olabilir" gibi cümleler, onun anlaşıldığını hissetmesini sağlar. Kendi kaygılarınızla nasıl başa çıktığınızı ona göstererek model olun. Birlikte derin nefes alma egzersizleri (bir balonu yavaşça şişirip indirdiğinizi hayal etmek gibi) yapın. Ve en önemlisi, korktuğu şeylerle onu küçük, yönetilebilir adımlarla yüzleşmeye teşvik edin.

Yapılmaması Gerekenler: Çocuğunuzun duygularını asla küçümsemeyin. "Korkacak ne var bunda?", "Bebek gibi davranma" gibi ifadeler, onun kendini daha kötü ve yalnız hissetmesine neden olur. Kendi paniğinizin onun kaygısını besleyeceğini unutmayın ve sakin kalmaya çalışın. Sürekli olarak "Merak etme, bir şey olmayacak" şeklinde güvence vermek, anlık bir rahatlama sağlasa da uzun vadede çocuğun kendi kendine yetme becerisini engeller. Onu tüm kaygı kaynaklarından korumaya çalışmak ve korktuğu şeylerden tamamen kaçınmasına izin vermek, kaygı canavarını daha da büyütmekten başka bir işe yaramaz.

Eğer çocuğunuzun kaygısı günlük hayatını ciddi şekilde aksatıyor, okula gitmesini engelliyor, sosyal ilişkilerini bozuyor ve aile olarak denediğiniz yöntemler yetersiz kalıyorsa, bu durum çocuğunuzun ve ailenizin yaşam kalitesini düşürmeye başlamış demektir. Bu noktada, doğru tanı ve etkili bir tedavi planı için Ankara'da bu alanda uzmanlaşmış bir Ankara çocuk psikiyatrisi desteği almak, çocuğunuzun kaygı canavarını evcilleştirmesine yardımcı olacak en önemli adımdır. Bu konuda Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ ve ekibinden profesyonel yardım alabilirsiniz.

Bu metni yararlı buldunuz mu?

Büşra OLCAY ÖZ

Büşra OLCAY ÖZ

Doç. Dr.

Bu Konuda Uzman Doktorlar

Toplumun sağlıklı gelişiminin temel taşlarından biri, çocuk ve gençlerin ruhsal iyilik halidir. Bu alanda görev yapan uzmanların bilgi birikimi ve deneyimi, psikiyatrik destek süreçlerinin kalitesini doğrudan etkiler. Çocuk ve ergen psikiyatrisi alanında 2012 yılından bu yana aktif olarak çalışan Doç. Dr. Büşra Olcay Öz, Nisan 2024’te doçentlik unvanını kazanarak akademik kariyerinde önemli bir aşamaya ulaşmıştır. Uzun yıllara dayanan deneyimi ve alanına dair derinlemesine uzmanlığıyla, 2024 itibarıyla Ankara’da çocuk ve ergenlere yönelik bireyselleştirilmiş psikiyatrik hizmetler sunmaya devam etmektedir.

Detaylı Profil
Önemli Uyarı

Sağlık kütüphanemizde yer alan içerikler, yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımakta olup, hazırlandıkları tarihteki bilimsel verilere dayanmaktadır. Kişisel sağlık durumunuzla ilgili her türlü soru, teşhis ya da tedavi ihtiyacınız için mutlaka bir hekimle ya da yetkili bir sağlık kuruluşuyla görüşmeniz önerilir.