Gülümsemesinin Ardındaki Hüzün: Ankara Aileleri İçin Çocuk ve Ergen Depresyonu Rehberi

Ankara'daki aileler için çocuk ve ergen depresyonu rehberi. Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ, depresyonun belirtilerini, normal huysuzluktan farkını ve ebeveynlerin atması gereken adımları anlatıyor.

"Odasından hiç çıkmıyor", "Sürekli sinirli ve her şeye ters cevap veriyor", "Eskiden her şeye gülen çocuğumun şimdi yüzü hiç gülmüyor"... Bu cümleler size tanıdık geliyorsa, yaşadığınız durum basit bir "ergenlik huysuzluğu" veya "çocukluk sıkıntısı"ndan daha fazlası olabilir. Çocuk ve ergen depresyonu, yetişkin depresyonundan farklı belirtilerle ortaya çıkabilen, çocuğun sosyal hayatını, okul başarısını ve aile içi ilişkilerini derinden etkileyen ciddi ve tedavi edilmesi gereken tıbbi bir durumdur.

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ, depresyonun bir irade zayıflığı veya karakter kusuru olmadığını, beyindeki kimyasal dengesizliklerden kaynaklanan ve mutlaka profesyonel destek gerektiren bir sağlık sorunu olduğunu vurguluyor. Ailelerin bu durumu erken fark etmesi ve doğru adımları atması, çocuğun sağlıklı bir geleceğe adım atması için hayati önem taşır.

Bölüm 1: Ergen Huysuzluğu mu, Depresyon mu? Aradaki Farkı Anlamak

Her çocuğun veya ergenin zaman zaman keyifsiz, sinirli veya mutsuz olduğu anlar vardır. Peki, bu normal bir duygu durumu mu, yoksa bir depresyon belirtisi mi? Ayrımı yapmanızı sağlayacak temel farklar şunlardır:

Süre ve Yoğunluk: Normal bir keyifsizlik genellikle birkaç saat veya birkaç gün sürer ve belirli bir olaya (sınav stresi, arkadaşla tartışma vb.) bağlıdır. Depresyonda ise hüzün, boşluk hissi veya sinirlilik hali en az iki hafta boyunca neredeyse her gün ve günün büyük bölümünde devam eder. Bu duygu, çocuğun hayatına bir sis bulutu gibi çöker.

Hayattan Zevk Alma Kapasitesi: Keyfi kaçan bir çocuk, sevdiği bir aktiviteyle (arkadaşlarıyla buluşmak, bilgisayar oyunu oynamak vb.) meşgul olduğunda genellikle neşesini geri kazanır. Depresyondaki bir çocuk ise önceden en çok keyif aldığı şeylere karşı bile tamamen ilgisini kaybeder. Bu duruma "anhedoni" denir ve depresyonun en temel belirtilerinden biridir.

İşlevsellik Kaybı: Ergenlik huysuzluğu yaşayan bir genç, homurdansa da genellikle sorumluluklarını (okula gitmek, ödev yapmak) yerine getirmeye devam eder. Depresyon ise çocuğun işlevselliğini ciddi şekilde bozar. Okul başarısında ani ve belirgin bir düşüş, okula gitmeyi reddetme, arkadaşlık ilişkilerinden tamamen kopma gibi durumlar gözlemlenir.

Bölüm 2: Depresyonun Gizli Sinyalleri: Dikkat Edilmesi Gereken Belirtiler

Çocuklar ve ergenler, duygularını yetişkinler gibi ifade edemeyebilir. Bu nedenle aşağıdaki belirtilere karşı dikkatli olmak gerekir:

Duygusal Değişiklikler: Sürekli hüzünlü, ağlamaklı bir ruh hali en bilinen belirti olsa da, özellikle çocuk ve ergenlerde depresyon kendini sık sık aşırı sinirlilik, öfke patlamaları ve toleranssızlık olarak gösterebilir. Eskiden sakin olan çocuğunuzun en küçük şeye parlaması önemli bir işaret olabilir. Bunun yanı sıra umutsuzluk, çaresizlik, kendini değersiz hissetme ve aşırı suçluluk duyguları da yaygındır.

Davranışsal Değişiklikler: Eskiden sevdiği hobilerden ve aktivitelerden uzaklaşma, odasına kapanıp kimseyle görüşmek istememe, arkadaş çevresinden kopma en sık görülen davranışsal değişikliklerdir. Okul performansında gözle görülür bir düşüş, derslere odaklanamama ve devamsızlık sorunları baş gösterebilir. Ergenlerde alkol veya madde kullanımı gibi riskli davranışlara yönelim görülebilir. En ciddi belirti ise kendine zarar verme düşünceleri, planları veya girişimleridir.

Fiziksel Değişiklikler: Depresyon, bedeni de etkiler. Uyku düzeninde belirgin bozulmalar (gece uyuyamama veya sürekli uyuma hali), iştah değişiklikleri (aşırı yeme veya iştahsızlık) ve buna bağlı olarak kilo alımı veya kaybı sıkça görülür. Tıbbi bir nedeni bulunamayan sürekli yorgunluk, enerji düşüklüğü, baş ağrıları ve karın ağrıları gibi şikayetler de depresyonun bedensel sinyalleri olabilir.

Bölüm 3: Çocuğuma Nasıl Yardım Edebilirim? Ebeveynler İçin İlk Adımlar

Çocuğunuzda depresyon belirtileri gözlemliyorsanız, atacağınız ilk adımlar çok önemlidir.

Yargılamadan Dinleyin: Ona öğüt vermek veya "takma kafana", "herkesin sorunu var" gibi cümleler kurmak yerine, sadece onu dinlemek için alan açın. "Son zamanlarda biraz farklı davrandığını fark ettim, bir şeyler canını sıkıyor gibi. Konuşmak istersen buradayım" demek, etkili bir başlangıç olabilir.

Duygularını Onaylayın: Onun hissettiklerinin gerçek ve önemli olduğunu kabul edin. "Böyle hissetmen çok zor olmalı" veya "Seni anlamaya çalışıyorum" gibi ifadeler, onun kendini yalnız hissetmesini engeller.

Profesyonel Yardım Almaktan Çekinmeyin: Çocuğunuza, yaşadığı durumun tıpkı grip gibi bir hastalık olduğunu ve tedavisinin mümkün olduğunu anlatın. Bir uzmana gitmenin, daha iyi hissetmek için bir yol olduğunu ve bu yolda onun yanında olacağınızı belirtin.

Eğer Ankara'da çocuğunuzun depresyonda olabileceğinden şüpheleniyorsanız ve bu konuda ne yapacağınızı bilemiyorsanız, uzman bir Ankara çocuk psikiyatrisi desteği alarak ilk adımı atabilirsiniz. Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ, çocuğunuzun durumunu değerlendirerek size ve ailenize en uygun tedavi yol haritasını çizecektir.

Bu metni yararlı buldunuz mu?

Büşra OLCAY ÖZ

Büşra OLCAY ÖZ

Doç. Dr.

Bu Konuda Uzman Doktorlar

Toplumun sağlıklı gelişiminin temel taşlarından biri, çocuk ve gençlerin ruhsal iyilik halidir. Bu alanda görev yapan uzmanların bilgi birikimi ve deneyimi, psikiyatrik destek süreçlerinin kalitesini doğrudan etkiler. Çocuk ve ergen psikiyatrisi alanında 2012 yılından bu yana aktif olarak çalışan Doç. Dr. Büşra Olcay Öz, Nisan 2024’te doçentlik unvanını kazanarak akademik kariyerinde önemli bir aşamaya ulaşmıştır. Uzun yıllara dayanan deneyimi ve alanına dair derinlemesine uzmanlığıyla, 2024 itibarıyla Ankara’da çocuk ve ergenlere yönelik bireyselleştirilmiş psikiyatrik hizmetler sunmaya devam etmektedir.

Detaylı Profil
Önemli Uyarı

Sağlık kütüphanemizde yer alan içerikler, yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımakta olup, hazırlandıkları tarihteki bilimsel verilere dayanmaktadır. Kişisel sağlık durumunuzla ilgili her türlü soru, teşhis ya da tedavi ihtiyacınız için mutlaka bir hekimle ya da yetkili bir sağlık kuruluşuyla görüşmeniz önerilir.