Sağlam Bir Geleceğin Temeli, Ankara Aileleri İçin Çocuklarda Özgüven Geliştirme Rehberi

Ankara'daki aileler için çocuklarda özgüven geliştirme rehberi. Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ, özgüven ve şımarıklık arasındaki farkı, özgüveni zedeleyen ebeveyn hatalarını ve benlik saygısını inşa etme yollarını anlatıyor.

Çekingen, sessiz, yeni şeyler denemekten korkan, "yapamam" kelimesini dilinden düşürmeyen bir çocuk mu? Yoksa her istediği olsun isteyen, eleştiriye kapalı ve sürekli övgü bekleyen bir çocuk mu? Bu iki uç tablonun ortasında, hayatın zorlukları karşısında ayakta durabilen, potansiyeline inanan, hatalarından ders çıkaran ve sağlıklı ilişkiler kurabilen "özgüvenli" çocuk yer alır. Özgüven, bir çocuğa verebileceğimiz en değerli armağan ve onun gelecekteki mutluluğunun ve başarısının temelidir.

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ, özgüvenin doğuştan gelen bir özellik olmadığını, aile içinde, özellikle ebeveyn tutumlarıyla şekillenen, öğrenilen ve geliştirilen bir duygu olduğunu belirtiyor. Ailelerin, çocuklarına sunduğu sevgi dolu, destekleyici ve aynı zamanda sorumluluk veren bir ortamın, sağlam bir benlik saygısı inşa etmedeki en önemli harç olduğunu vurguluyor.

Bölüm 1: Özgüven ve Şımarıklık Arasındaki İnce Çizgi

Pek çok ebeveyn, çocuğunun özgüvenli olmasını isterken onu şımartmaktan veya bencil yapmaktan korkar. Bu ikisi arasındaki farkı anlamak, doğru bir yaklaşım geliştirmenin ilk adımıdır.

Sağlıklı Özgüven (Benlik Saygısı): Kişinin kendi değerine inanması, yeteneklerini ve sınırlarını gerçekçi bir şekilde bilmesi, kendini sevgiye ve başarıya layık görmesidir. Özgüvenli bir çocuk, başkalarının fikirlerine saygı duyar, eleştiriden ders çıkarır, yeni şeyler denemekten korkmaz ve başarısız olduğunda pes etmeden yeniden deneyebilir. Başkalarından üstün olduğunu düşünmez, sadece kendine güvenir.

Şımarıklık (Narsisistik Eğilimler): Kişinin kendini herkesten üstün görmesi, sürekli övgü ve onay beklemesi, empati kurmakta zorlanması ve eleştiriye tahammül edememesidir. Bu durumun temelinde aslında derin bir güvensizlik ve değersizlik hissi yatar. Çocuk, bu sahte "üstünlük" zırhıyla içindeki boşluğu kapatmaya çalışır. Her yaptığı alkışlanan, hiç "hayır" denilmeyen ve sınır konulmayan çocuklar bu gruba girmeye daha yatkındır.

Bölüm 2: Özgüven Hırsızları: Farkında Olmadan Yaptığımız Hatalar

En iyi niyetlerle bile olsa, bazı ebeveyn tutumları çocuğun özgüvenini yavaş yavaş çalabilir:

Sürekli Eleştiri ve Yargılama: Çocuğun her hareketini düzeltmek, sürekli "öyle yapma, böyle tut" demek veya notlarını, davranışlarını sürekli eleştirmek, ona "yetersiz" olduğu mesajını verir.

Aşırı Koruyuculuk (Helikopter Ebeveynlik): Onun yerine ödevlerini yapmak, sorunlarını çözmek, düşmesin diye her an tetikte olmak, çocuğa "Sen tek başına yapamazsın, benim yardımıma muhtaçsın" demenin bir başka yoludur.

Kıyaslama: Onu kardeşleriyle, arkadaşlarıyla veya hayali bir "ideal çocuk" ile kıyaslamak, kendi özgün değerini görmesini engeller ve sürekli bir rekabet ve yetersizlik hissine sokar.

Gerçekçi Olmayan Beklentiler: Çocuğun kapasitesinin çok üzerinde hedefler koymak ve bunlara ulaşamadığında hayal kırıklığı yaşamak, onda sürekli bir başarısızlık duygusu yaratır.

Sonuca Odaklı Övgü: Sadece yüksek not aldığında veya birinci olduğunda övmek, "başarılıysan değerlisin" mesajı verir. Bu çocuklar, hata yapmaktan ve risk almaktan korkar hale gelirler.

Bölüm 3: Özgüven İnşa Etme Sanatı: Ebeveynler İçin Pratik Adımlar

Çocuğunuzun içine sağlam bir özgüven tohumu ekmek ve onu yeşertmek sizin elinizde. İşte size yol gösterecek bazı adımlar:

1. Koşulsuz Sevgi ve Kabul: Ona, notları, başarıları veya davranışları ne olursa olsun, sadece "o olduğu için" değerli olduğunu hissettirin. Sevginizin bir koşula bağlı olmadığını bilmek, onun en temel güven limanıdır. 2. Sorumluluk Verin: Yaşına uygun ev işleri (yatak toplama, sofraya yardım etme vb.) vermek, "senin katkın bu aile için önemli ve sen bir şeyleri başarabilirsin" demektir. 3. Çabayı Övün, Sonucu Değil: "Aferin, 100 almışsın" demek yerine, "Bu sınav için ne kadar çok çalıştığını ve çabaladığını gördüm, seninle gurur duyuyorum" deyin. Bu, sürece ve emeğe değer verdiğinizi gösterir. 4. Hata Yapmasına İzin Verin: Bırakın kulesi devrilsin, bırakın sütü döksün. Hatalar, öğrenme sürecinin doğal bir parçasıdır. Her hatasında yanında olup, "Şimdi bunu nasıl düzeltebiliriz?" diye sorarak ona problem çözme becerisi kazandırın. 5. Fikirlerine Değer Verin: "Akşam ne yemek yiyelim?" veya "Hafta sonu ne yapmak istersin?" gibi konularda onun da fikrini almak, "senin düşüncelerin değerli" mesajı verir. 6. İyi Bir Rol Model Olun: Kendi hatalarınız hakkında konuşun, zorluklarla nasıl başa çıktığınızı gösterin. Kendine güvenen ama aynı zamanda alçakgönüllü bir ebeveyn, en iyi öğretmendir.

Eğer çocuğunuzun özgüveni çok düşükse, sosyal ortamlardan tamamen kaçınıyorsa veya bu durum okul başarısını ve ruh sağlığını ciddi şekilde etkiliyorsa, altta yatan başka nedenler (kaygı bozukluğu, depresyon, öğrenme güçlüğü vb.) olabilir. Bu noktada Ankara'da uzman bir Ankara çocuk psikiyatrisi desteği almak, sorunun kökenine inerek doğru bir çözüm yolu bulmanızı sağlar. Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ, çocuğunuzun benlik saygısını yeniden inşa etme sürecinde size ve çocuğunuza rehberlik edecektir.

Bu metni yararlı buldunuz mu?

Büşra OLCAY ÖZ

Büşra OLCAY ÖZ

Doç. Dr.

Bu Konuda Uzman Doktorlar

Toplumun sağlıklı gelişiminin temel taşlarından biri, çocuk ve gençlerin ruhsal iyilik halidir. Bu alanda görev yapan uzmanların bilgi birikimi ve deneyimi, psikiyatrik destek süreçlerinin kalitesini doğrudan etkiler. Çocuk ve ergen psikiyatrisi alanında 2012 yılından bu yana aktif olarak çalışan Doç. Dr. Büşra Olcay Öz, Nisan 2024’te doçentlik unvanını kazanarak akademik kariyerinde önemli bir aşamaya ulaşmıştır. Uzun yıllara dayanan deneyimi ve alanına dair derinlemesine uzmanlığıyla, 2024 itibarıyla Ankara’da çocuk ve ergenlere yönelik bireyselleştirilmiş psikiyatrik hizmetler sunmaya devam etmektedir.

Detaylı Profil
Önemli Uyarı

Sağlık kütüphanemizde yer alan içerikler, yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımakta olup, hazırlandıkları tarihteki bilimsel verilere dayanmaktadır. Kişisel sağlık durumunuzla ilgili her türlü soru, teşhis ya da tedavi ihtiyacınız için mutlaka bir hekimle ya da yetkili bir sağlık kuruluşuyla görüşmeniz önerilir.